Genel Sağlık Bilgileri



Gençlerde kalp krizi daha öldürücü!


Kalp krizinin genç insanlarda daha tehlikeli sonuçlar doğurduğunu söyleyen uzmanlar, yaşlılarda ana damar tıkanınca yan damarların devreye girdiğini ancak gençlerde yan damarlar gelişimini tamamlamadığı için kalp krizinin öldürücü olduğunu belirtiyor.
Uz. Dr. Özlem Batukan Esen 11- 17 Nisan Kalp Sağlığı Haftası’nda, gençlerde kalp hastalıkları ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Kalp krizinde gençler yaşlılara göre daha şanssız
Yaşlandıkça damarlar arasında ‘köprü damarları’ oluşmaktadır. Bu durumda kalp, herhangi bir damar tıkanmasında diğer damardan kan alarak beslenmeye devam edebilmektedir. Gençlerde böyle bir yapı oluşmadığı için krize hazırlıksız olan kalp aniden durup, ölüme sebep verebilmektedir. Kişiyi hayatta bırakan bu ortamlar 50 yaşından sonda gelişmektedir. Ancak gençlerin kalbi buna hazır olmadığı için kriz ile birlikte ölüm ortaya çıkmaktadır. Kalp krizi olduğu zaman 50 yaşındaki bir insan hastaneye yetiştirilebilirken, daha genç bir kişi hastaneye ulaştırılamadan hayatını kaybetmektedir. Çünkü yaşlıları hayatta bırakan kalbi krize hazırlayan köprü damarları gençlerde bulunmamaktadır.
Uyuşturucu kullanımı da gençlerde kalp krizi nedenleri arasında başı çekiyor
Gençler arasında kalp krizine neden olan bir başka etken de uyuşturucu kullanımı. Kokain, marihuana ya da hap gibi maddeler, kalp krizinin en önemli nedenlerinden biri. Özellikle kokainin direkt kalp krizine neden olan bir etkisi var. Sigara ve alkol gibi kola tüketimi de gençler arasında çok yaygın. Kola, kalp hızını olumsuz yönde etkileyen bir içecek. O nedenle tüketiminin minimuma indirilmesini öneriliyor.
Beden eğitimi derslerine dikkat!
12-13’lü yaşlarda beden eğitimi derslerinde öğrenciler ani kalp ölümü nedeniyle kaybedilmektedir. Burada altta yatan en önemli faktör, ailesel faktörlerdir. Ailede mutlaka erken ve ani ölümlerin araştırılması gereklidir. Bu tür ölümlerde gencin ailesinde ani ölüm olanların oranı, % 30’dur. Yapısal kalp hastalıkları bozuklukları, kalp ritim bozuklukları ve kalp kası hastalıkları ani ölümlerin en önemli nedenlerindendir. Bu tür ölümlerin nedeni kalp krizi değildir ama aşırı adrenalin deşarjı nedeniyle ortaya çıkan ritim bozukluklarıdır. Bunu önceden öngörmek şu anki şartlarda mümkün olmasa da çocukların küçük yaşlardaki şikayetlerinin dikkate alınması çok önemlidir. Nefes daralması ve çarpıntı gibi şikayetler dile getiren çocukların daha erken doktora götürülmesi gerekmektedir.
Sporculardaki ani ölümlerin nedeni % 70-80 kalp krizi kaynaklı
Spor esnasında gerçekleşen kalp krizlerinde stres faktörünün önemli olduğu düşünülmektedir. Kalp duvarında oluşan kolesterol içeriği yoğun plaklar, strese bağlı olarak yırtılır. Yoğun stres altındaki rekabet sporları yapan sporcularda adrenalin seviyesi yükselir ve bunun içine bazı ilaç kullanımları da eklendiğinde bu plaklar yırtılır. Bu plak yırtıkları pıhtılaşarak aniden damarların tıkanmasına neden olabilir. Bu da kalp krizinden ölümleri beraberinde getirir. Futbol, basketbol gibi rekabet gerektiren sporlar genç sporcular için çok daha fazla risk taşımaktadır.
Ani ölüm riski halı saha maçlarında da var
Halı saha maçlarında kalp krizine bağlı ani ölümlerin ortaya çıkmasının nedeni, oyuncuların profesyonel sporcu olmamaları. Çünkü haftada bir kez halı sahada maç yapan amatör sporcular yeterli kondisyona sahip değil, düzenli olarak spor yapmıyor ve hareketsiz yaşıyor. Bu hareketsizlik, haftada bir yapılan maç ile yüksek adrenalin deşarjını ve kalp krizinden ölümü getiriyor. Gençlerin halı saha maçlarında kaybedilmesinin altında da stres yüzünden damar içindeki plakların yırtılması ve kalp krizi oluşması yatıyor.
Yaşınız genç de olsa kalp sağlığınızı kontrol altında tutun
Kalp krizini önceden teşhis edebilmenin tek bir yolu yok. Sporcuların sahada kaybedilmemesi için ayrıntılı tetkiklerin çok titiz bir şekilde yapılması gereklidir. Özellikle rekabet gerektiren sporlarla uğraşanların yıllık olarak, tüm kolesterol profili, genetik risk marker’i olabilecek kan tahlilleri ve bunların yanında ekokardiyografi ve efor testleri incelemeleri yapılmalıdır. Riskli gruplar yani birinci derecede yakınlarında ani ölüm hikayesi bulunanlar, kalp kasında kalınlaşma oluşmuş sporcular, kas hastalığı olanlar üst tetkiklere yönlendirilmelidir. T Dalga Alternansı yüksek riskli kişilerde uygulanması gereken bir tetkiktir. Risk gruplarında birinci basamak olarak kullanılmalıdır.


  _ . _



Psikolojik Durumunuza Göre Beslenin:



Uzmanlara göre beslenme tarzı kişinin ruh halini doğrudan etkileyebiliyor. Sinirleriniz bozulduysa fındık; yorgunsanız kivi, hayalleriniz suya düştüyse enginar yiyerek kendinizi mutlu hissedebilirsiniz.İşte, uzmanların ruh halinize göresağlıklı beslenme tavsiyeleri..
Yorgunluğa / halsizliğe karşı kivi: İştah, yorgunluktan olumsuz etkilenir. Kişi yemek bile yemek istemez. Böyle dönemlerde C vitamini yönünden zengin taze meyve ve sebzeler daha yararlı olur. Bu sebzeleri özellikle vitamin kaybına uğramaması için çiğ tüketin! Bu dönemde portakal, kivi, havuç, yeşil biber ve maydanozu beslenmenize ekleyin, içecek olarak kuşburnu ile bitkisel çayları kullanın.
Bitkinlik ve bezginliğe karşı süt: Bu dönemde özellikle kalsiyum açısından zengin süt, yoğurt ve peyniri bolca tüketin. C vitamini ihtiyacı da bu dönemde artacağı için taze meyve ve sebzeye hem sabah hem de akşam öğünlerinde ağırlık verin.
Öfkeye karşı: Ceviz
Çekingenlere balık: Beslenme listenize bu dönemde; fosfor açısından oldukça zengin olan balık, kurubaklagil ve bulgura ağırlık verin. Haftada 3-4 öğün istavrit, levrek, hamsi, çipura, palamut ve lüfer tüketebilirsiniz. Bu besinler çekingenlikten çabuk kurtulmanıza yardımcı olurken kendinize olan güveni tekrar kazanmanızı sağlar.
Aşırı sinirlenince fındık: Sinirliyken yağlı tohumlar, özellikle fındık, ceviz ve fıstık tüketilmesi uygundur. Kafeinli içeceklerden ve kırmızı etten mümkün olduğunca uzak durun.
Hayal kırıklığına kereviz: Sebzelerin hayal kırıklığını hafifletici özellikleri vardır. Özellikle enginar ile kereviz yaşadığınız hayal kırıklığını kısa zamanda atlatmanıza yardımcı olur.



  _ . _


Vitaminler...




Daha güçlü saçlar için A, ışıl ışıl bir cilt için B3, kansere karşı E, kemiklerinizin kuvvetlenmesi için K, yaralar için D vitamini… 
Vazgeçilmez sağlığınızı ve güzelliğinizi korumanın yolu vitaminlerden geçiyor. Hangi vitamin ne işe yarıyor, eksikliği ne tür rahatsızlıklara yol açıyor?
Suadiye Memorial Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Oya Yüksek, “Vitaminlerin faydaları” hakkında bilgi verdi.
Vitaminler, “Yağda Eriyen Vitaminler” ve “Suda Eriyen Vitaminler” olmak üzere iki alt gruba ayrılırlar. A, D, E ve K vitamininden oluşan yağda eriyen vitaminler; sentezleri için kolesterol gerektiren, yağ dokusunda depolanabilen ve ihtiyaç anında salınabilen vitaminlerdir.
B vitamin kompleksleri ailesinden ve C vitamininden oluşan suda eriyen vitaminler ise; vücutta depolanamazlar ve her gün belirli miktarlarda dışarıdan alınmaları gerekmektedir.
A VİTAMİNİA vitamini yağda eriyen vitaminlerdendir. Karaciğerde depolanan bu vitamin ısıya ve pişirmeye dayanıklıdır.
Yararları: Sağlıklı deri ve saçlar için gereklidir. Diş, dişeti ve kemik gelişiminde önemli rol oynar. Normal görme ve gece görme de etkilidir. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Akciğer, mide, üriner sistem ve diğer organların koruyucu epitelinin düzeninde rol oynar. Kanser, damar sertliği ve katarakt gibi hastalıkları önlediği yolunda önemli bulgular elde edilmiştir. Bu vitamin ayrıca protein bileşimine katılır ve tümörlerde görülen hücrelerin kontrolsüz biçimde çoğalmasını önler. Yaşlılıkta etkinliği çok artan kolajenaz enziminin indirgeyici etkisini önlediği saptanmıştır.
Hangi besinlerde bulunur? 
Sütte, yumurta sarısında, ton ve morina balıklarının karaciğer yağında (balık yağı) bulunur. Ayrıca tereyağı ve peynirde de bulunur. Havuç ve havuç benzeri sarı-turuncu renkli sebzelerde A vitamininin ön maddeleri vardır(alfa karoten). Sonradan A vitaminine dönüşecek olan Beta Karoten ve diğer karotenoidler ise yeşil yapraklı ve sarı sebzelerde ve tahıllarda bulunur.
Eksikliği nelere yol açar? 
A vitamini eksikliğinde gözde ve deride keratoz, kseroftalmi (göz akı ve kormeanın parlaklığını kaybederek kuruması), foliküler hiperkeratoz (bir deri hastalığı) ve gece körlüğü görülür. Bağışıklık sisteminin zayıflaması, enfeksiyonlara elverişli hale gelme, akne (sivilce) oluşumunda artış, yorgunluk, diş, dişeti ve kemiklerde deformiteler A vitamini eksikliğinin yol açabileceği diğer şeylerdir.
D VİTAMİNİD vitamini yağda eriyen vitaminlerdendir. İki şekilde bulunur. Aktif ergosterol, kalsiferol ve D2 vitamini gibi adlarla da bilinen ergokalsiferol ışınlanmış mayalarda bulunur. Aktif 7-dehidrokolesterol ve D3 vitamini gibi adlarla da anılan kolesalsiferol ise insan derisinde güneş ışığı ile temas sonucu meydana gelir ve daha çok balık yağında ve yumurta sarısında bulunur. Isıya ve pişirmeye karşı dayanıklıdır.

Yararları:
 İnce bağırsaklardan kalsiyum ve fosforun emilimini düzenleyerek kemik büyümesi, sertleşmesi ve tamiri üzerinde etkili olur. Raşitizmi önler. Böbrek hastalıklarında düşük kan kalsiyumu seviyesini düzenler. Kas kasılmalarını önler. Kalsiyumla birlikte kemik gelişimini kontrol eder. Bebekler ve çocuklarda kemik ve dişlerin normal gelişme ve büyümesini sağlar. Güneş ışığı bakımından yetersiz bölgelerde yaşayan çocuklar, yetersiz gıda alan ve fazla kalori yakan kişiler, 55 yaşın üzerindekiler, özellikle menopoz sonrası kadınlar, emziren ve hamile kadınlar, alkol veya uyuşturucu kullananlar, kronik hastalığı olanlar, uzun süredir stres altında olanlar, yakın geçmişte ameliyat geçirmiş olanlar, mide-bağırsak kanalının bir kısmı ameliyat ile alınmış olanlar, ağır yaralanma ve yanığı olan kişilerin D vitaminine özellikle ihtiyaçları vardır.

Hangi besinlerde bulunur? 

Süt ve süt ürünleri, ringa balığı, uskumru fileto, somon balığı, tuna balığı, balık yağı

Eksikliği nelere yol açar? 

Raşitizm (Çocuklarda D vitamini eksikliği ile oluşan hastalık): Çarpık bacaklar, kemik veya eklem yerlerinde deformasyonlar, diş gelişiminde gerilik, kaslarda zayıflık, yorgunluk, bitkinlik. Osteomalazi (yetişkinlerde D vitamini eksikliği ile oluşan hastalık) kaburga kemiklerinde, omurganın alt kısmında, leğen kemiğinde, bacaklarda ağrı, kas zayıflığı ve spazmları, çabuk kırılan kemikler.
E VİTAMİNİEn iyi antioksidandır. Serbest radikallerin oluşmasını engelleyerek kanser gibi dejeneratif hastalıkların oluşmasını engeller. Hücre zarı ve taşıyıcı moleküllerin lipid kısmını stabilize ederek hücreyi serbest radikaller, ağır metaller, zehirli bileşikler, ilaç ve radyasyonun zararlı etkilerinden korur. Bağışıklık sisteminin aktivitesi için gereklidir. Timus bezini ve alyuvarları korur. Virütik hastalıklara karşı bağışıklık sistemini geliştirir. Göz sağlığı için hayati önem taşır. Retina gelişimi için gereklidir. Serbest radikallerin katarakt yapıcı etkilerini önler. Yaşlanmaya karşı koruyucudur. Serbest radikallerin; dokular, deri ve kan damarlarında oluşturduğu dejenaratif etkiyi önler. Yaşlanmayla ortaya çıkan hafıza kayıplarını da önleyici etkisi vardır.
Yararları:
Hangi besinlerde bulunur? 
Başta tahılllar olmak üzere yeşil sebzelerde bol miktarda bulunur. Badem, ayçiçeği yağı, soya yağı, balık yağı, mısırözü yağı ve buğday tanesi en iyi kaynağıdır.
Eksikliği nelere yol açar? 
E vitamini eksikliği ender görülür. Kansızlığa neden olabilir. E vitamini eksikliğinde kalp hastalıkları ve kanser riski artar. Çocuklarda hemolitik anemi ve göz bozuklukları, yetişkinlerde dengesiz yürüme, konsantrasyon bozukluğu, düşük tiroid hormonu seviyesi, sinir harabiyeti, uyuşukluk, anemi, bağışıklık sisteminde zayıflama görülebilir.
K VİTAMİNİK Vitamini yağda eriyen vitaminlerdendir. Genellikle vücutta bağırsak bakterileri tarafından sentezlenir.
Yararları: Kan pıhtılaşmasında önemli rol oynar. Bazı çalışmalar özellikle yaşlılarda kemikleri güçlendirdiğini göstermektedir.

Hangi besinlerde bulunur?
Lahana, karnabahar, ıspanak ve diğer yeşil sebzelerde, soya fasulyesi ve tahıllarda bulunur.

Günlük ihtiyacınız nedir? 

Genellikle sebzelerle alınan günlük 60-85 mg. herhangi bir eklemeye gerek kalmadan yeterli olmaktadır.
Eksikliği nelere yol açar?
Kontrolsuz kanamalara neden olan K vitamini eksikliği malabsorbsiyon hastaları hariç ender görülür. Doğumdan sonraki ilk 3-5 gün içerisinde bağırsak florası henüz tam gelişmemiş olduğundan K vitamini eksikliği vardır.
B1 VİTAMİNİ: TİAMİN
Yararları: Vitamin B1 ya da Tiamin, diğer B grubu vitaminlerle birlikte vücudun, özellikle beynin, enerji üretiminimde gerekli bir vitamindir. Bu vitamin öncelikle şeker hastalığı, doku sertleşmesi, sinirsel hastalıklar önlenmesinde kullanılır ve yaşlı insanların zihinsel fonksiyonların sürdürebilmesine yardımcı olur. Merkezi sinir sistemi sağlığını korumakta önemli bir rol oynar. B1 vitamini kan hücrelerinin oluşumu ve sağlıklı bir dolaşım sistemi için gerekli olan hidroklorik asidin üretiminde rol oynar. Ayrıca karbonhidratlardan enerji üretiminde, kalp ve sindirim sistemi kaslarının tonusunun korunmasında anahtar rolü vardır.
Hangi besinlerde bulunur? 
Buğday başağı, kepek, bira mayası, sebzeler gibi birçok besinde bol miktarda bulunur. Sebzelerin pişirilmesi, sütün kaynatılması yada sterilize edilmesi çok önemli miktarda tiamin kaybına neden olur, bu nedenle pastörize olmuş sütte az bulunur. Kuru fasulye, yumurta, bütün hububatlar, kahverengi pirinç ve deniz ürünleri B1 kaynaklarıdır. Süt ve süt ürünleri, sebze ve meyveler B1 açısından çok zengin kaynaklar olmasalar da yüksek miktarlarda tüketildiklerinde yeterli B1 vitamini sağlayabilir.
Eksikliği nelere yol açar? 
B1 vitamini eksikliği durumunda “Wernicke-Korsakoff” sendromu hastalığı görülür. Ciddi bir beyin hastalığı olan bu sendrom alkol kullanımı ve tiamin eksikliği birleşiminde görülür. Hafif dereceli tiamin eksikliği ise yorgunluk ve depresyon ile sonuçlanır. B1 düzeylerindeki yetersizlik ise; gözlerde güçsüzlük, zihin bulanıklığı ve fiziksel koordinasyonda bozukluğa sebep olur. Ayrıca iştah azalması, sindirim bozukluğu, kabızlık, yorgunluk, başağrısı, sinir ve dolaşım sistemi hastalıkları, kas krampları, ödem gibi sorunlara yol açabilir.

B1 vitaminin uzun süre eksikliklerinde “Beriberi” adı verilen ve merkezi sinir sistemini yıkıcı ve bazen ölümcül derecede etkisi olan bir hastalık oluşabilir. Beriberi’ye beslenme düzeyleri yeterli olan ülkelerde pek rastlanmaz. Ancak uzun süreli alkolizm vakalarında bu hastalığa ratlanabilmektedir. B1 düzeylerini ağızdan alınan antibiotikler, sulfa grubu ilaçlar, antiasitler ve doğum kontrol hapları da etkileyebilir. Ayrıca karbonhidratı yüksek diyetle beslenen kişilerde B1 ihtiyacı artabilmektedir.
B2 VİTAMİNİ: RİBOFLAVİNB2 suda eriyen bir vitamindir ve vücutta depolanmaz.
Yararları: Biboflavin olarak da adlandırılan B2 vitamini enerji üretimi, enzim fonksiyonu, normal yağ asidi ve aminoasit sentezi için önem taşımaktadır. Besinlerden enerjinin serbest bırakılmasında rol oynar. A vitamini ile birlikte kullanıldığında solunum, sindirim, dolaşım ve boşaltım sisteminin mukozasının sağlıklı olmasını sağlar. Sinir sistemi, deri ve gözleri korur. Normal büyüme ve gelişmeye yardımcı olur. Enfeksiyon, alkolizm, yanık, mide ve karaciğer hastalıkları tedavisine yardımcı olur. Migren, katarakt, orak hücreli anemi tedavisinde kullanılır.
Yetersiz kalorili diyet alanlar, beslenme bozukluğu olanlar veya kalori ihtiyacı artmış kişiler. Gebe veya emziren kadınlar, alkol veya diğer madde bağımlıları, kronik hastalığı olanlar, uzun süreli stres altında olanlar, yakın geçmişte operasyon geçirmiş kişiler, sporcular ve beden işçileri, sindirim sisteminin bir bölümü operasyonla alınmış olanlar, ağır yanık veya yaralanması olan hastalar, doğum kontrol hapı veya östrojen kullananlar yoğun B2 vitamini ihtiyacı duyarlar.
Hangi besinlerde bulunur? 
Açık yeşil sebze ve meyvelerde bulunur. Diğer B2 kaynakları: badem, bira mayası, peynir, tavuk, sığır eti, böbrek, buğday.
Eksikliği nelere yol açar? 
Ağır B2 eksikliğine nadir olarak rastlanır. Alkol bağımlılarında görülebilir. Ancak çok ağır olmasa da tehlikeli düzeyde riboflavin eksikliği yaşlıların yaklaşık yüzde 33′ünde görülebilmektedir. 2 eksikliği ağız kenarlarında çatlaklar, dil ve dudaklarda iltihaplanmalar, ışığa duyarlı gözler, ciltte kaşıntı, sersemlik, uykusuzluk, öğrenme güçlüğü, gözlerde yanma ve kaşıntı ve kornea hasarına yol açabilir.
B3 VİTAMİNİ: NİASİNNiasin, Niasinamid veya Nikotin Amid olarak da adlandırılan B3 vitamini; protein, yağ ve karbonhidrat metabolizması için gerekli olan bir vitamindir.
Yararları: 3 vitamini kan dolaşımını düzenler, sağlıklı bir deri sağlar ve santral sinir sisteminin çalışmasına yardımcı olur. Beyin ve hafızanın ileri fonksiyonlarının denetlemesinden dolayı şizofreni ve diğer zihinsel hastalıklarda tedavi edici rol oynar. Son olarak yeterli B3 düzeyinin insülin ile östrojen, progesteron ve testesteron gibi cinsiyet hormonlarının sentezi için hayati rol oynadığı gösterilmiştir. Son zamanlarda kan kolesterolünü ve trigliseritini yan etki olmadan emniyetle düşürebildiği için doktorlar tarafından bu amaçla sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak B3 vitamininin kullanımında doz ayarlaması mutlaka doktor tarafından yapılmalıdır.
Hangi besinlerde bulunur? 
B3 vitamini içeren doğal yiyecekler sığır eti, brokoli, karnabahar, havuç, peynir, mısır unu, yumurta, balık, süt, patates ve domatestir. Ette bol miktarda vardır. Vücut, süt ve yumurtadaki proteinlerden de niasin üretebilir.
Eksikliği nelere yol açar? 
B3 vitamini eksikliğinde “pellegra” adı verilen ve sinir sisteminde fonksiyon bozukluğu, mide bağırsak sistemi bozukluğu, ishal, zihin bulanıklığı, depresyon ve ağır dermatit ve çeşitli cilt lezyonlarına neden olan bir hastalık oluşur.
B5 VİTAMİNİ: Pantotenik AsitPantotenik Asit olarak da adlandırılan B5 vitamini hem hayvansal hem de bitkisel kaynaklarda bulunabildiğinden Yunanca “heryer” anlamına gelen “pantos” sözcüğünden kökenini almıştır. Vücutta depolanmayan ve suda eriyen bir vitamindir.
Yararları: Depresyonla savaşmakta olan faydasının yanı sıra mide bağırsak sisteminin normal çalışmasına yardımcı olur; kolesterol, D vitamini, kırmızı kan hücreleri ve antikorların üretimi için gereklidir.
Normal büyüme ve gelişmeyi destekler. Yiyeceklerin enerjiye dönüştürülmesine yardım eder. Birçok vücut materyalinin sentezine yardımcı olur. Böbrek üstü bezinin fonksiyonunu destekler, enerji metabolizmasında gereklidir. Çeşitli böbrek üstü bezi hormonları, steroidler ve kortizonun oluşumunda hayati rol oynadığı için antistres vitamini olarak da tanımlanır. Ayrıca şunlara iyi gelir: yara iyileşmesi, stress, depresyon, alerji, alkolizm, karaciğer sirozu, kabızlık, yorgunluk, mide ülserleri, osteoartrit, romatoid artrit vs…
Hangi besinlerde bulunur? 
Dana eti, karaciğer, balık, tavuk, yumurta, peynir, fasulye, tüm tahıllar, hububatlar, karnabahar, bezelye, avakado, patates, mısır, kuru yemişler de bolca bulunur.
Eksikliği nelere yol açar? 
Doğrudan B5 vitamini eksikliğine bağlı insanlarda oluşan hiçbir hastalık belirtilmemiştir. Bunun sebebi her türlü besinde bolca bulunmasıdır. Ancak B5 vitamini eksikliğine bağlı bazı belirtilerin oluşabileceği kanıtlanmasa da varsayılmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır: sinir harabiyetleri, solunum problemleri, cilt problemleri, artrit, alerji, doğumsal bozukluklar, zihinsel yorgunluk, baş ağrısı, uyku bozukluğu, kas spazmları, kramplar.
B6 VİTAMİNİ: Pyridoxine
Pyridoxine olarak da adlandırılan B6 vücutta depolanmayan ve suda eriyen bir vitamindir. Diyetle veya ek vitamin olarak mutlaka alınmalıdır. Üç farklı formu vardır. Alkol, aldehit ve amin. Hayvansal ve bitkisel besinlerde düşük yoğunlukta bulunur.
Yararları: Vücutta diğer birçok vitaminden daha fazla hayati fonksiyonları destekleyici rol oynar. Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında yer alır. Hormonlar, kırmızı kan hücreleri, sinir hücreleri ve enzimlerin oluşumunda rol oynarlar. Ayrıca B6 vitamini iştahımızı, ağrıya karşı duyarlılığımızı, uyku düzenimizi, ruh durumumuzu etkileyen serotonin adlı maddenin yapımında da etkili olmaktadır. B6 vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir, kolesterol birikimine engel olarak kalbi korur, böbrek taşı oluşumunu engeller. karpal tunel sendromu, adet öncesi gerginlik sendromu, artritler, alerjiler, geceleri oluşan bacak kramplarının tedavisinde de kullanılır. B6 vitamini birçok enzimin oluşumuna katılır. Örneğin, demirin hemoglobin yapısına katılmasını sağlayan enzimlerin içinde de bulunurlar. Ensefalopati ve polinevrit gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde B6 vitamini etken madde olarak kullanılır.
Hangi besinlerde bulunur? 
Başlıca Vitamin B6 kaynakları arasında muz, avakado, tavuk eti, patates, ıspanak, bezelye, bira mayası, havuç, yumurta, balık ve bütün hububatlar gelmektedir. Tavuk, balık, ıspanak, patates, muz, kepekli ekmek, kuruyemiş diğer önemli kaynaklarıdır.
Eksikliği nelere yol açar?
B6 vitamini eksikliği son derece enderdir. Bu durumda deri, sindirim sistemi ve sinir sistemi rahatsızlıkları ortaya çıkar. Dudak ve dil çatlaması, egzama gibi fiziksel belirtiler görülür. B6 vitamini eksikliğinde ani uykusuzluk ve santral sinir sisteminin çalışmasında bozukluklar oluşmaktadır. Eksikliğinde depresyon, kusma, anemi (kansızlık), böbrek taşları, dermatitler, uyuşukluk, bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak sık hastalanma görülebilir. Yeni doğanlarda B6 vitamini eksikliğine bağlı olarak aşırı sinirlilik, huysuzluk; bazende kasılma nöbetleri görülebilir.


Devamını okuyun...>>