Ramazan ayında oruç tutanların beslenme düzenlerinin değişmesi ve öğün sayısının azalması kilo alımını da bereberinde getirmekte. Özellikle kilo almaktan korkarak tutulan oruç akabinde zayıflama yerine kilo artışı ile sonuçlanır. Uzmanlar özellikle iftardan sonra günlük yapılması gereken aktivite miktarının akşama alınmasını ve arttırılmasını öneriyorlar.
Gün içinde hareketsizlikten dolayı yağlanma olabileceğini belirten uzmanlar iftardan 1-1,5 saat sonra 45-60 dakikalık tempolu yürüyüşün hem sağlığınız hemde kilonuz için çok etkili olacağını belirtmekteler.
Ramazanda genel olarak toplam öğün sayısının sınırlandığını, ancak buna karşın öğünlerdeki yiyecek çeşidi daha fazla olmakta. Ramazanda ideal beslenmenin öğün sıklığının normal hayata yakın şekilde uygulanması ile sağlanabileceğini söyledi. Gündüz 16 saat tutulan oruç demek; gündüzün geceye adaptasyonu demek.16 saatlik açlık demek kan şekerinin düşmesi demektir. Sahura da kalkılmadığında kan şekerinin düşüşü günün erken saatlerinde başlar ve daha düşük değerlere ulaşır. Bu nedenle az ve sık beslenme ilkesi kan şekerini dengelemek için mutlaka uygulanmalıdır. Öğünler, sahur, hafif iftar, akşam yemeği ve ara öğün olarak yapılmalıdır.
Sahura kalkıldığında uzun süre tok tutacak ve kan şekerinde ani değişiklik yaratmayacak besinler seçilmeli. Sahurda çok tuzlu ve baharatlı yiyeceklerin olabildiğince az yenmesi, kıymalı sebze yemekleri, tahıl çorbaları, kepekli ekmek, az tuzlu peynir, meyve ve bol su tüketimine özen gösterilmesi gerekir. Ayrıca çalışma temposu yoğun ve fiziksel güç gerektiren işlerde çalışan kişilerin sahurda su alımlarına dikkat etmeleri gerekir.
Ramazan’da kilo almamak için
Ramazan’da beslenme şeklinde dikkat etmemiz gerekn hususlara gelince;
- İftarda ve sahurda birdenbire ve çok fazla yemekle mide doldurulmamalı. Çünkü, ani mide gerginliği hem tansiyon yükselmesine hem de insülin gibi kan şekerini dengeleyen hormonların hızlı salgılanmasına yol açıyor. Yemeğin mutlaka, azar azar ve iyi çiğneyerek yenilmesi gerekiyor.
- Yemeklerin seçiminde çok yağlı, çok tuzlu ve aşırı tatlı besinlerden kaçınılmalı. Bunların yerine hazmı kolay, mide-barsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve selüloz içeren sebze, meyve ve kepekli ekmek tercih edilmesi tavsiye ediliyor.
- İftarın çorba ile açılması ve bir süre ara verdikten sonra yemeğe geçilmesi öneriliyor. İftara su, çorba, peynir, zeytin, hurma veya kuru kayısı ile hafif başlayarak, iftara geçilmesi gerekiyor. Bağırsak problemi olanlar, çorbalarına doğal lif ilave edebiliyor ya da kepekli ekmek tüketebiliyor.
- Yemek sonrası yenilecek tatlıların, hamurlu ve kızartma şeklinde değil daha çok sütlü tatlılar olması öneriliyor. Ramazanın simgesi haline gelen güllaç, bu dönem için en uygun tatlı olarak gösteriliyor. Haftada 1-2 kez sütlü tatlı yenilebileceği belirtilirken, tatlının yemek üzerine değil iftardan 1-2 saat sonra yenilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Ramazanda tutulan oruç bir zayıflama yöntemi olarak görülmemeli. Sonuç olarak yukarda yazılı ayrıntılara dikkat edilirse bu ayı zayıflayarak çıkarmak elden değil. Sadece diğer yazılarımızda ifade ettiğimiz üzere metabolizma hızıdır zayıflamaya yön veren. Yapılacak olan öğünleri akşama göre ayarlamak ve midemizi fazla doldurmadan az ama sık yiyerek hem sağlıklı bir şekilde orucumuzu tutmak hemde zayıflamak.
Kaynak: www.zayiflama.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder